19 Kasım
Sabah kalkınca (hoş acılardan çokta iyi uyuduğumu
söyleyemem) kendimi çiçek gibi hissediyorum.Her yerim mor kırmızı pembe ve
tonlarıJ Bu kez dolmuş ilk beni alıyor 08:05 de kapıdaydı JSonrasında Ece’leri de alıp kahvaltı yapabileceğimiz bir yere bırakıyor.Yarım
saat sonra tekrar dolmuşlara binip ilk önce Şili’den çıkışlarımızı yaptırıp
Bolivya’ya doğru yola koyuluyoruz.Bu arada bu turları araştırdım çok fark varsa
Bolivya’ya gidip ordan satın alacaktım ama nerdeyse hiç fiyat farkı yok. Bolivya sınırına girip girişlerimizi yaptırdıktan
sonra ayrı jeeplere bineceğimizi ama her yere birlikte gideceğimizi
söylediler ve ben diğer araca geçtim.Grubumuzda 2 alman,2 fransız 1 de
italyan var.Alman ve fransız 15 günlüğüne gelmişler italyanda 3 senedir Orta Amerika’dan
aşağı doğru iniyormuş.1 saat kadar yol aldıktan sonra 15.000 park bileti satın
alıp yola devam ettik.
Muhteşem manzaralar.Şöförümüz birçok güzel yerde
durup ordaki gölün ve dağın özelliğini anlatıyor.Göllerin herbirirnin farklı özellikleri
var.3 göl ve birkaç dağın eteklerinde durduktan sonra gayzerlere geliyoruz.Gayzeri
burada gördüm JDaha sonra termal bir göle gidiyoruz.İsteyenler bu sıcacık suya girdi.Üzerinden
zaman geçtiği için her birinin adını hatırlayamıyorum maalesef.Bu arada genelde 4500-5000 metre
civarında olduğumuz için sürekli baş ağrısı mide bulantısı vs oluyor grupta
bende sadece halsizlik vardı.Zaten şöförümüzün sürekli istermisiniz diye
verdiği koka yaprakları çok işe yarıyor,hoş ben tadını beğenmedimJ.Güzel manzaralarda duraklayarak yola devam ediyoruz. Öğleden sonra 2 gibi
o gün konaklayacağımız yere geldik,bütün grup aynı odada
konaklayacakmışız.Eşyalarımızı odaya bırakıp dinlenirken yemeklerimiz
hazırlandı ve yemeğimizi yedikten
sonra Colarada gölüne doğru yola
çıktık.Burası gerçekten muhteşemdi,suyun faklı renklerde olması içinde yüzlerce
flamengonun yaşaması kıyısında lamalar.Bu günün son durağı burasıydı.Burda
sonunda Ece’lerle karşılaştıkJ
Sonrasında tekrar konaklayacağımız yere gidiyoruz
akşam yemek sohbet vs zaman geçiyor.Ama başım feci ağrıdı bu yükseklikten gece.
20 Kasım
Turumuzun ikinci günü yine muhteşem doğa harikaları
ve yanardağlar ile geçti.Öğlen yine güzel bir göl kenarında yemeğimizi yiyip
yola devam ettik.Bu arada dünde bugunde yemekler harikaydı.Akşam konaklamak
üzere tuzdan otelimize geldik.Yataklar masalar duvarlar tuzdan çok hoştu J Gerçi biz heryerini tuz bekliyorduk ama yazın kötü oluyor tuz dedilerJ Akşam yemeğinde flamingo yiyeceğimiz söylendi heyecanla bekliyoruz,
herkesten bir espiriJ Sonunda yemeğimiz geldi ve tavuk olduğunu anladık ama yinede içimizde bir
acaba :D Bu arada Ece’ler ile yine sadece akşam karşılaştıkiJyani gerçekten birlikte seyahat ediyor olsaydık resmen kandırılmıştık bize
hep birlikte olacak araçlarınız vs denmişti ilk günün sabahında.Ama okadar
güzel manzaralar varki son iki günüm gerçekten mükemmel geçti.
21 Kasım
Bugün turumuzun 3.günü.Sabah 04:30 da kalkıp 5 de yola çıkıyoruz.Güneşin doğuşunu Salar de
Uyuni’de izlemek için.
Salar de Uyuni 10.582 km2 lik alanıyla dünyanın en büyük
tuz gölü.Yüksekliğiyse 3.653 JGölün tuz kapasitesi yaklaşık 10 milyar tonmuş ve bunun yaklaşık 25 tonu
her yıl çıkartılıp kullanılıyormuş.Burada tuzun yanı sıra sodyum,potasyum,megnezyum ve en önemliside
lityumda çok fazla bulunuyormuş.Buradaki lityum dünya rezervlerinin yarısını
oluşturuyormuş.
Tuz gölü yağmur zamanında dünyanın en büyük aynası
olarak kabul ediliyormuş.Ve muhteşem resimler ortaya çıkıyormuş.Yani en iyi
ziyaret zamanı mart nisan mayıs ayları.Haziran aralık arası kura oluyormuş ki
ben en kurak zamanında gittim ama rotama bu şekilde denk geldi maalesef.
Kurak hali bu kadar mükemmel ise yağmur zamanında
düşünemiyorum.Bu manzara karşısında gerçekten söyleyecek bir şey bulamıyorum.Mükemmel
! Ama maalesef güneş doğduktan sonra varıyoruz Uyuniye.
İlk olarak
bir yerde durup sabahın serinliğinde, tuz gölünün güzelliğini izleyip içimizi
ısıttıktan sonra yola devam ediyoruz. Gıcır gıcır ses çıkartan tuzun üstünde
yürümekte değişik J
Bu kez durağımız tuz gölünün ortasında dev kaktüslerle dolu bir ada.İsmi İncahuasi olan bu ada inca evi anlamına
geliyormuş.Kaktüslerin boyu 12 metre civarındaymış.Adayı gezip tekrar tuz
gölüne indiğimizde saat 08 e anca gelmişti.Ve kahvaltılarımız hazır bizi
bekliyordu.Kahvaltımızı yaptıktan sonra İtalyan arkadaşımız gitarıyla ve
şarkılarıyla bizi şenlendirdikten sonra tekrar yola koyuluyoruz.Herşey mükemmel
! Uçsuz bucaksız tuzun üstüne yol aldıktan sonra güzel bir yerde durup doyasıya
fotoğraf çekildikten sonra bu kez tuz gölünde tuz müzesine gidiyoruz.
Müzenin hemen yanında bayraklar asılı ne olduğunu
şöföre sorduğumda gelen turistlerin isimlerini yazıp bayraklarını astığını
söylüyor.Hemen bayrağımı çıkartıyorum maalesef kendisi biraz küçük, böyle bir
yer olduğunu bilsem daha büyü boy alırdım L Neyse bayrağı boyumun yettiği en yüksek yere astıktan sonra orda bulunan 3
jipten alkış alıyorum aman nasıl mutluyum J
Tuz gölününde sonuna geliyoruz,yakın bir köyde
öğlen yemeklerimizi de yedikten sonra Uyuni’ye doğru yol alıyoruz.Uyuni’de tren
mezarlığına gidiyoruz.Burası eskiden tuz gölünden çıkarılan tuzları
taşıyan,artık hurdaya dönüşmüş yaşları 100 civarı olan trenlerin bulunduğu yer.
Ve turumuz 16 gibi sona eriyor.Genelde 3 jip birlikte gezdik benim dışımda herkes bu akşam
La Paz’a gidiyor.Ben bir gün kalıp giderim demiştim ama tren mezarlığınıda
gördükten sonra bu şehirde pekte bir şey kalmıyor.
Son 3 günümün her anı mükemmel geçti.Hem grubum çok
eğlenceliydi hem şöförümüz çok iyi hemde manzaralar mükemmel.Kesinlikle Güney
Amerika’da yapılması gereken bir rota bence tamamı sadece tuz gölü değil J
1 alman 1 brezilyalı akşam 20 ye La Paz biletlerimizi alıyoruz 80 bolivyana.
Aslında alman ve brezilyalı pahalı otobüste gideceklerdi ama ben ucuz isteyince
onlarda benimle aynı otobüsü aldı.Otobüs saatine kadar şehirde dolandık.Bolivya’yı
şimdiden çok sevdim.Gerçekten Latin Amerika da olduğumu hissettim burada.Yerel
kıyafetler,farklı yüzler,bambaşka bir kültür.Resim çekilmekten hoşlanmıyorlar,
hatta nefret ediyorlar.Paşa arkadaşımın dediğine göre resim çekildiklerinde
ruhlarının da fotoğraf ile birlikte gittiğine inanıyorlarmış ve bunun için
hoşlanmıyorlarmış.
Otobüse biner binmez yolculuğun çok eğlenceli
geçeceğini anlamıştım :D Arabayı çalıştırır çalıştırmaz tüm ışıkları kapattılar
ve yol öyleki yani bu zıplamayı nasıl tarif edebilirim bilmiyorum J Ve yol boyu çok nadir ışık gördük oda yol yapan iş makinalarının
ışıkları.Ona inat yıldızlar otobüsün camından müthiş görünüyor.Ve bir süre
sonra ay.Tabi zıplamaktan izleyebildiğimiz zamanlar J Güle eğlene sabahı ediyoruz.Bu arada yine Ece’lerden bahsedeyim aynı
otobüste gidiyoruz onlarla ama sabah ayrı hostellere gidiyoruz J
Bu arada 1 dolar = 6.8 bolivyan
Bizi habersiz ve resimsiz bırakma :)
YanıtlaSilBir Takipçi