27 Kasım 2013 Çarşamba

Punta Arenas-Puerto Natales


6 Kasım

Saat 17:30 gibi Punta Arenas’a geldik.Uyumuşum ve bilette yazan saat akşam 20 civarıydı.Acaba Punta arenas mı gibi şaşkınlık ve uyku sersemiyle indim.Sanırım sınır bekleyişlerini de hesap ediyorlar Ushuaia’a erken varmıştık.Otobüsten iner inmez bir kadın hostel için broşür dağıtıyor  isteyenleri arabayla götürüyor .Kaç para dedim 6 bin peso dedi.Çok pahalı diyince burası Punta Arenas dedi JŞili’nin pahalı olduğunu biliyorum da bi hostel nasıl bukadar pahalı olur düşüncesiyle teşekkür edip internetten aldığım en ucuz hostelin yoluna koyuldum.Sonra yürürken aklıma geldi ki ben Şili’deyim,yani şili pesosu Arjantin pesosundan farklı,peki gelmeden baktım mı kaç dolar kaç peso hayır J Yarım saat kadar sırtımda çantayla yürüdükten sonra ucuz diye bulduğum hostel kaç paraymış peki? 9 bin peso :D okadar yorgunlukla mecbur tamam dedim zaten 1 gece kalacaktım.Eşyalarımı bıraktıktan sonra şehir merkezine yürüyüşe çıkıyorum hemde dolar bozduruyorum. Şili de 1 dolar 500 peso.Otobüsten indiğimiz yerde şehrin tam göbeğiymiş bu arada merak edip arada birkaç hostele fiyat soruyorum en ucuzu 20 bin peso.Punta Arenas, Magellan Boğazı kıyısına kurulmuş 120.000’lik nufüsu olan bu şehir dünyanın en  güneyindeki metropolü adını da taşıyormuş.Şehri en önemli kılan şeyi bir liman şehri olarak en eski ticaret yollarının durağı olmasıymış ama daha sonra Panama Kanalı açılınca bu önemini yitirmiş.Şimdilerde yün ticareti oldukça fazlaymış.Zaten binlerce koyun vardı yol boyuncaJ Şehirde dolaşınca çok ta beğendiğimi söyleyemem,bunun bir etkiside gereğinden fazla pahalı olması sanırım,buraya geliş amacım hem kuzeye çıkmak hem de 60.000 penguenin yaşadığı Magdelena adasına gitmek.









7 Kasım

Dün hostel sahibine magdelena adasını sorduğumda kapıdan otobüslerin 10 gibi geçtiğini söylemişti ama akşam eşiyle tekrar konuşunda başka adadan bahsetmiş.
Isla magdelena için 07:30 da limandan teknelerin kalktığını oraya 1500 peso karşılığında bırakabileceklerini söyledi.Biraz hasta olur gibiyim sabah sabah hiç yürüyesimde yok zaten ne dedilerse tamam dedim J Ama tekne 8:30 gibi kalktı.2,5 saatlik tekne yolculuğu sonucu magdelana adasına vardık.

Magdelena adası 60 bin penguenin ve birçok farklı kuşun da yaşadığı bir ada.Daha karşıdan adadaki kuşları görmek inanılmaz zevkli.Tekne yolculuğumun neredeyse hepsini içerde geçirmeme rağmen ben böyle soğuk ömrü hayatımda görmedim,adaya iner inmez penguenlerin heyecanın yarı sıra soğuktan hareket etmekte zorlanıyorsunuz.Adadaki 1 saatlik yürüyüş soğuğun yanı sıra mükemmeldi.Penguenleri izlemek onların yanında olmak ne bileyim çok farklıydıJ 

Penguenler Güney Kutbunda yaşayan 17 cinsten oluşan kuşlar,soğuktan korunmak için gerektiğinde kan damarlarıyla deriye giden kanı azaltarak,yükselterek ve tüylerini dikleştirerek vucüt sıcaklıklarını korurlarmış.Uçamayan bu kuşlar kanatları ile çok iyi yüzebilirler kuluçka döneminde karaya çıkarlarmış.Bazı türleri de kuluçka döneminde 4 ay kadar açlığa dayanabilirmiş. 
Buradaki türleri de macellan penguenleri :))  Macellan penguenleri yaklaşık 4.5 kilo ve 70 cm civarındaymış.Bu penguen türleri koloni halinde yaşar ve deniz ürünleriyle beslenirmiş.Yumurtlamadan önce dişiler erkeklerden çok daha fazla midye kabuğu yer böylece yumurtasını sağlamlaştırırmış.Yumurtaları tavuk yumurtasının iki katı kadar.Bu penguenler diğerlerine göre daha ince yağ katmanına ve tüye sahipmiş bu yüzden kışın daha kuzeye çıkarlarmış.Şili'nin kuzeyinde de çok fazla penguen varmış ben bunu ilk duyunca şaşırmıştım ama antartika soğuğu onlara yetiyormuş.Adada penguenlerin  yanı sıra adayı martılarda doldurmuş, müthiş bir görüntüydü.Millet sirkten lama kaçırıyor bende bi tane penguen kaçırsam sonra beraber gezsek falan gibi hayallerle bitti yürüyüş L insanın çocuk gibi yuvarlayıp öpüp çılgınlar gibi oynayası geliyor bu şaşkın kuşlarlaJ çok tatlılar.
Bu arada Magdelena Adası için 29 bin peso ödedim.
















14:30 gibi indiğimiz tekneden 1 saat kadar yürüyorum hostele gitmek için.Yol üzerindeki mezarlık ilgimi çekiyor hızlıca bir iki resmini çekip yoluma devam ediyorum.Bu mezarlık hakkında bilgim yok açıkçası,ama oldukça ilginç bir mezarlık, bir özelliği varmı varsa ne? yoksada neden bukadar çiçek ve resim ?









Hostelde ekmek domates hızlıca atıştırıp çantalarımıda alıp puerto nalates için şehir merkezine gidiyorum tekrar. En erken otobüs 18:30 da ve puerto natales buraya 3 saat uzaklıkta.10  bin pesoya gidiş dönüş bileti alınca zamanımda var diyerekten puerto natalesten santiagoya otobüs soruyorum ama otobüs punta arenastan varmış sadece ve haftanın 3 günü var.Buralar pahalı olduğu için hızlıca geçmem gerekiyor ve cumartesi 09:30a santiagoya bilet alıyorum.Osorno aktarmalı yol toplamda 48 saat ve 49bin peso.Çantamı terminale bıraktıktan sonra ertesi akşam için terminale yakın ucuz hostel arayayım diyorum.Zaten şehir merkezinde çok gezilecek bir yer yok.Birkaç hostele sorduktan sonra ki 25binin altında fiyat veren yok hostelin birindeki kadın terminalin öbür tarafındaki yerlere bakmamı öneriyor.Terminalden tekrar geçerken bir adam hostel isteyen varmı diye seslenirken ona soruyorum 7bin diyince ertesi akşam için anlaşıyoruz.Gece 23 de puerto natales dönüşü gelip terminalden beni alacak.Bu arada terminal dediğimde bizim küçük acentalar gibi yan yana firmalar önünden otobüs kalkıyor.
Hostelide ayarladıktan sonra otobüs saatine kadar şehirde dolanıp vakit geçiriyorum.Ara ara dolu ve kar yağıyor.Yine hasta oldum maalesef L

18:30 da bindiğim otobüsle 21:30 gibi Puerto Natales e inip ertesi sabah Torres Paine için 15 bine otobüs bileti alıp, adresini aldığım hostele doğru yola koyuluyorum iki blok kala başka bir hostele sorduğumda daha ucuz olunca oraya yerleşiyorum zaten sadece bu gece kalacağım.
Puerto Natales'de 19 bin nufüslu  bir liman şehri fakat bu şehri daha önemli kılan şey Torres Del Paine Ulusal Park'ına yakın olması.Bunun dışında Şili'nin kuzeyinden ateş toprakları için başlangıç noktası ve yine burdan buzullara penguen adalarına turlar var.
Biraz hosteldekilerle vakit geçirip Santiago için CS den birilerine yazıp yatıyorum.



8 Kasım

Sabah erkenden kalkıp Torres Del Paine için otobüsüme biniyorum.Parkın giriş ücreti 19 bin.Torres Del Paine Perto Natales'e 150 km uzaklıkta, 1959 yılında kurulmuş,2420 km lik bir alanı kapsayan 1978 yılında UNESCO tarafından doğal biosfer koruma alanı ilan edilmiş bir park.İçinde bir çok çeşitli hayvanın(puma,guanaco,patagonya tiklileri ve birçok kuş) yanı sıra buzul ve göllerle dolu bir park. Parka ismini veren ise 3 adet görkemli  granit dağ. Bu park için sadece bir günüm var.
İlk olarak 2,5 kadar yol aldıktan sonra parkın girişinden bilet alıyoruz ve bazıları orada iniyor.Turist ofisi çok kalabalıktı ve grup halinde bilgi veriyorlardı bende şöföre sordum ama anlaşamadık pek.Bazen dil bilmesenizde beden diliyle çok kolay anlaşabiliyorsunuz ama bazen ne  kadar zorlasam da anlamıyorum yada anlatamıyor karşıdaki J??? Neyse haritadan ve bilet alırken kadının anlattığına göre 3 seçenek vardı ve dönüşte nerden binmek istediğimi sormuştu bende diğerleri gibi sonuna kadar gidiliyor ve bir yürüyüş yolu var diye düşünüp sesimi çıkarmadan son durağa kadar gittim.Zaten biletlerimizi aldıktan sonra 1 saat daha park içine gidip yine birileri indi sonrasında yarım saat daha yol aldık.Herkes kamp malzemeleriyle gelmiş sanırım bu parka tek günün ayıran bir tek ben varım.Son durağa geldiğimizde saat 12:00 ve burada yürüyüş yolu falan yok hatta parktaki gördüğüm en çirkin yer diyebilirim L şöförlere sorduğumda diğer yerlere yürümenin imkansız olduğunu söylüyor bir saat buralarda yürüyüş yapacakmışım da 13 de geri dönecekmişizL17:00de dönüşte var ama ozaman da Punta Arenas için son otobüse yetişemem L İnip ne yapsam diye düşünürken turist ofisindeki kıza derdimi anlatıyorum ve otobüsle durduğumuz bir önceki yere yürümeye karar veriyorum,kızda şöförlere benim için söyleyecek yoldan görünce almaları içinJEn azından buradan daha güzel manzaralar vardı,otobüsle yarım saatte geldiğimiz yeri 1.5 saatte yürüyebilirim diye düşünüp oluğu kadar diyerek yola koyuldum.Dil bilmemenin sıkıntısını bir kez daha yaşadım maalesef L 15 dk kadar yürüyünce az önce ofisin önündeki iki arabadan biri geliyor ve bu kez hemen el kaldırıyorum,parkta çalışanlardanmış yine,yolculuğun  20dk sını arabayla yaptıktan sonra hoşuma giden bir yerde inip gerisini yürüyorum ama durağa gelmeden otobüs yetişiyor maalesef.Şöförler şaşkınlık içinde buraya kadar nasıl yürüdüğümü soruyor  bende parkı görmek için koştum diyince Türkiye’de hep böyle hızlı mı yürüyorlar diyerek şaşırıyorlar :D

Sanırım bu üç yer trekengcilerin bahsettiği W rotası.
Park içinde otobüsle saatlerce yolculuk yapıp gördüğüm muhteşem manzaralar hafızamda kalacak maalesef. Park kendi içinde çok çeşitli manzaralar barındırıyor.Şaşkınlık ve hayranlıkla izleim..Buraya en az 1 hafta ayırmak lazım bence.Ne gördüğüm deve kuşlarını nede guanaco ( bir çeşit lama) 'ları nede farklı birçok manzarayı fotoğraflayabildim.Millet sirkten lama kaçırıyor ben doğal yaşam alanlarında fotoğrafını bile çekemedim.:) 


















otobüsten çektiğim birkaç guanako


Bu arada hava yine aşırı soğuk zaten ara ara kar atıyor.17 gibi tekrar şehre iniğimizde hostele gidip bişeyler yiyorum ve CS yanıtlarına bakıyorum.Yine güzel bir tesadüf evinde kalabileceğimi söyleyen kişi şuan Punta Arenas’ta hatta dün anlaştığım hosteldeymiş.Sonrasında Puarte Nataleste dolaşıyorum hava gerçekten soğuk ve kocaman dolu yağıyor.Öyleki şehre rüzgarın heykelini bile yapmışlar zaten.Akşamına Punta Arenas’a döndükten sonra hosteldekilerle dışarı çıkıyoruz ve sabah beni bekleyen 2 günlük bir otobüs yolculuğu var L











Rüzgarın heykelini bile yapmışlar


9-10 Kasım

09:30 da hayatımda yapacağım en uzun otobüs yolculuğum başlıyor.Yolda yine sonsuz manzaralar,koyunlar,sığırlar,lamalar ve ara ara deve kuşları yerini patagonyanın kuzeyinde yüksek, karlı ,ormanlı dağlara ve muhteşem göllere bırakıyor.Ama malasef bir şeye üzülüyorum yolda Bariloche’den geçiyoruz.Şili de adacıklar olduğu için Arjantin üzerinden kuzeye çıkılabiliyormuş sadece.Bölye olduğunu bilseydim Buenos Airesten patagonyaya elediğim Puerto Madryn'dan inip Bariloche'den çıkardım ve aynı yerden geçmemiş olurdum hemde görmek istediğim bir şehri daha görürdüm ama yapacak bişey yok.Yine dil sıkıntısı. Ertesi gün 15 gibi Osorno’ya varıyoruz.Santiago otobüsü akşam 22:15 de L hasta ve yorgunum bu bekeleyiş hoşuma gitmesede yapacak bişey yok,büyük çantamı garda emanete bırakıp şehirde biraz olanıyorum ama keyfim yok ya hiç hoşuma gitmedi burası.Bir restaronta girip bikaç saat sadece bir fanta içip oturuyorum sonra orasıda buz gibi olunca alışveriş merkezinde vs zar zor vakit geçiriyorum.
















Ve nihayet otobüs saati geldi otobüse bineceğim için hiç bukadar mutlu olmamıştım yanımda boş rahatça yatarak giderim diyip hemen iki koltuğu kaplıyorum ama bu keyfim 15 dk sürüyor az ilerde maalesef yanıma yaşlıca ve biraz fazla kilolu bir amca benim koltuğunda yarısını alıp gece boyunca müthişte horlayınca yolculuk biraz kötü oluyor.
11 Kasım sabah 10 gibi iniyorum ve Santiago günlerim başlıyor. 
Bu arada Punta Arenas ve Puerto Natelas şu ana kadar gördüğüm en soğuk yerlerdi.Ushuaia bile buralardan çok daha sıcaktı.


1 yorum: