25 Kasım 2013 Pazartesi

Ushuaia

01 Kasım

Rio Gallegos aktarmalı yol 23 saat sürdü.Nihayet Ushuaia’ya gidiyorum bunun mutluluğunun yanında yol her saniye Patagonya’yı hissettiriyor.Sanki aynı yerde duruyormuşsunuz gibi kilometrelerce boş arazide gidiyorsunuz bazen kilometrelerce tek bir canlılık belirtisi yok.Calafate öncesinde yol boyunca araziler karınca gibi sığırken Calafate’den güneye indikçe yerini koyuna bırakıyor.Ara ara lamalara. Yalnız şunu anlamadım, yolda gördüğüm sığır yada zaman zaman atlar belli aralıklarla grup halindeydi.Fakat Calafate’den sonra uçsuz bucaksız boş arazinin yanında bazen kilometrelerce koyun sürüsü var ve aralarında tek bir çit sınır vb hiçbirşey yok.Bunların sahibinin tek kişi olması imkansız gibi geliyor bana ama farklı kişilerse neye göre ayırıyorlar acaba? Bu arada ben koyun olsam kesinlikle Patagonya’da yaşamak isterdim,sırtlarında yün (hatta kafaları boyunları ve bacakları da bonus gibi bizim koyunlara benzemiyor), uçsuz bucaksız arazi ve ot,özgürlüklerini sınırlayan ne bir şehir nede meyve agaçları var,ve araziler küçük büyük göllerle dolu.Hayat onlara güzel taaaki aşağıdaki hale dönüşene kadar J



Ushuaia’ya giderken arada Şili’ye gidip çıkıyorsunuz mecburen.Şili’ye giriş normalde biraz sıkıntılı yani kurallara göre hiçbir yiyecek,içeçek….. sokamazsınız.Ama benim çantamda meyve ekmek vs vardı hiçbirşey demediler.Ya otobüste olduğumuz için  Şili’den sadece geçeceğimiz için yada bu kuralı çokta önemsemiyorlar bilmiyorum.

Akşam 20 civarı Ushuaia’ya varıyoruz.Yağmur ciseliyor.Aslında buradan daha önce CS ayarlamıştım ama daha sonra tarihler değişti internete giremedim vs derken iletişim kuramadım sonra ve mecbur hostel adresi aldım.Otobüsten indiğimiz yer şehir merkezi gibi ama terminalde değil etrafta soracak yerde olmayınca muavine adres soruyorum tabi doğal olarak bilmiyor, o sırada otobüs firmasının Ushuaia ofisinde çalışan kişi gelince tarif edebileceğini  söylüyor,nereli olduğumu öğrendikten sonra ikinci sorusu Türk yemeği yapıp yapamadığım.Kendisi Cape town??? Luymuş  daha önce İstanbul’dan biri ona yemek yapmış çok beğenmiş vs ertesi akşam ona yemek yapmak üzere anlaşıyoruz.Şehrin içine doğru 2 sokak yürüdükten sonra sağ tarafa doğru hosteli tarif ediyor onun evi öbür taraftaymış.Tam ayrılmak üzereyken daha ucuz hostel bilip bilmediğini sorunca madem ucuz arıyorsun neden  CS kullanmıyorsun diyor.Bende durumu anlatıyorum,oda CS kullanıcısıymış istersem bu akşam onda kalabileceğimi söyleyince tabiî ki kabul ediyorum.Ertesi gün yaptığım dolma sayesinde olacak bir akşam yerine 5 akşam kalıyorum J
Günler sonra güzel bir internet bulunca biraz bloğumu güncelliyorum ve gün bitiyor.


02 Kasım

Biraz uyuyayım diye saati falan kurmuyorum  ama Ushuaia merakımdan sabahın köründe uyanıyorum gene.
Ushuaia burada eski yaşayan Yamana’ların dilinde ‘doğuya bakan koy’ anlamına geliyormuş.Ushuaia’da ilk 1902 yılında Presidio isimli bina yapılmaya başlanmış ve 1920 yılında binanın yapımı bittikten sonra cazaevi olarak kullanılmaya başlanmış.Burası dünyadaki tek açık cezaeviymiş ulaşım ve doğa şartlarından dolayı kaçacak yer yok hatta Sibirya’dan kaçan ……bile buradan kaçamamış.Özellikle politik ve şiddetten dolayı ceza alanlar buraya gönderiliyormuş.Daha sonraları Ushuaia’ya Şili’de göz dikince Arjantin halkın buraya yerleşmesini desteklemiş ve şuan dünyanın sonundaki şehir ismiyle müthiş turizm yapıyorlar.Sanırım benimde gitmeyi ençok isteme sebeplerimden biri de bu. Hani dünyanın sonu ya bir direkte olsa görmek istiyor insan J
Onun dışında bu şehri önemli kılan çok sebep var.
Antartika’ya giden birçok gemi buradan kalkıyor yada uğruyor,sadece 1000 km uzaklıkta Antartika.Şimdilik sadece tabelasına bakabiliyorum.
Atlantik ve Pasifik okyanuslarını birbirini bağlayan Bangle kanalı kıyısında,Ateş topraklarının başkenti olması da ayrı bir güzellik.
Ushuaia şehir olarakta çok güzel,burada olmak ayrı bir mutluluk veriyor insana.
İki ana caddesi var şehrin en önemlisi de San Martin ve kaldığım ev San Martin üzerindeJ San Martin üzerinde biraz  dolandıktan sonra Presidio binasına gidiyorum,günümüzde müze olarak hala açık.











Hapishane binası 4 bölümden oluşuyor ve her bölümün birleştiği noktadan(şuan kafaterya) bütün koğuşlar rahatlıkla görülebiliyor.
Binanın bir bölümü denizcilik müzesi olarak açık,Bangle’nin gemisi başta olmak üzere buranın tarihinde yatan birçok geminin resimleri ve bilgileri var.
Bir bölümü eski hapisanede yatan kişiler hakkında bilgi veriyor.Bazı koğuşlarda  heykellerle,bazı koğuşlarda yazı ve resimlerle.
Bir bölümü ise olduğu gibi bırakılmış,bu buz gibi koridora girince ürperiyor insan.Koridorlarda ikişer tane soba var ve geceleri koğuşların kapıları kapatılır ve koğuşlar buz gibi olduğu için mahkumlar çalışırken ısındıkları için  gündüzleri ormanda çalışmaya gitmekten hoşlanırmış.
Bir bölümü ise hediyelik eşya mağazası haline dönüştürülmüş.Burada hediyelik eşyaların yanında mahkumların giydiği kıyafetlerin tarzındaki picamalar ve dünyanın sonu şehri baskılarıyla farklı farklı birçok kıyafet var.Ve salonun sonunda bir kısımda da penguenlere özel bir bölüm oluşturulmuş,burada yarım saat kadar oturup penguenlerle ilgili müthiş kısa filmi izledikten sonra binadan ayrılıyorum.Şimdiye kadar gördüğüm gerçekten müze olduğunu hissettirip geçmişe sürükleyen bir bina burası.Giriş ücreti de 130 peso.























Müzeden çıktıktan sonra şehir daha bir hareketlenmiş.Bangle kıyısına iniyorum,akşam konser varmış sahilde onun hazırlıkları var.
Sahilde Bangle kanalı turları hakkında firmalardan bilgi alıp markete gidiyorum.Akşama yine dolma varJ.Dolmayı pişirilmeye hazır hale getirdikten sonra konser için tekrar dışarı çıkıyorum ama hava bozmuş ve hafiften yağmur yağıyor konser  alanında ve kanal kıyısında 2 saat kadar dolandıktan sonra eve dönüyorum ve gün dolmayla sona eriyor.




Bir hediyelik eşya mağazasının bahçesi





3 Kasım

Sabah ne kadar kıyafetim varsa üst üste giyip Bangle turu için sahile iniyorum.Bariloche’de tekne turundaki soğuğu unutmam mümkün değil JYağmurda hafiften çiseliyor.1 haftalık hava durumuna baktım hergün yağmurlu gösterdiği için gezeceğim yerler arasında hava durumuna göre sıralama yapmadım.
Bangle kanalı için bir çok tur acentası  ve 5-6 farklı tur seçeneğiniz var.Ben aşağıdaki 3 tur arasında kaldım başta.
Los Pajaros,Los Lobos,Faro les Eclaireurs adalarını yakından görüp Island Bridges adasınya yürüyüş yapabilirsiniz 350 peso 2.5 saat,
Los Pajaros,Los Lobos,Faro les Eclaireurs adalarını ve penguen adasını karşıdan görebilirsiniz 500 peso 4,5 saat-penguen adası biraz uzakta
Yada kıyıdan Haberton’da birkaç doğal parkı ve müzeyi gezerek Penguen adasına gidip 1 saat yürüyüş yapabilirsiniz 660 peso 6 saat.

3.Turu düşünmemdeki tek sebep penguenler,ama tur oldukça pahalı bende zaten Punta Arenasta penguen adasına gideceğim için bundan vazgeçtim ve daha ucuz olsun uzaktanda görmeyeyim diyerek 2.turdanda vazgeçtim.

Sabah 09:30 da Bangle kanalına açıldı teknemiz.Hava git gide dahada bozuyor.Bir tarafında şili bir tarafında Arjantin dağları ve iki oynanusun arasında küçük büyük adacıklar arasında yol almak mükemmeldi.İlk olarak yürüyüş yapacağımız adada indik 20 dk kadar yürüdük ama böyle bir rüzgar yok,resmen zor yürüyoruz ara ara adımlarımı rüzgar yönlendirmedi değil.Bu küçük adada biraz etrafı izledikten sonra tekrar tekneye dönüyoruz,teknede Buenos Airesten’den gelen yaşlı bir grupta var ve acayip eğlencelilerdiJDaha sonra deniz arslanlarının ve fokların yaşadığı adaya yaklaşıyor teknemiz ve yakındana izliyoruz onları.Daha sonra yine binlerce kuşun yaşadığı adaya uğruyoruz ve sonunda da dünyanın en güneyindeki fenerin olduğu adaya.















Hava artık iyice bozuyor müthiş dalaga var ve yağmur ara ara oldukça fazla yağıyor,dönüş yolumuz başladı ama dalgalar öylesine fazlaki yolculuk korku filmlerini aratmıyor.Luna parkta bindiğimiz gondolun enaz 3 katı diyebilirim.Bu dalgalar başta oldukça hoşumuza gitti şarkılar türküler teknenin burnu suya batıp çıktıkça bağrışma sesleri ama sonrasıda kusanlar hatta bayılan bile oldu maalesef. Dalgalar benimde çok hoşuma gitsede içten içe ya şimdi batarsak üzerine kötü hayallerle sonunda Ushuaia’ya indik.Sanırım ömrüm boyunca unutamayacağım 1 saatti dönüş yolu.Tekneden inince hemen bir tabela görüp fotoğrafını çekiyorum normalde bu durumda asla ilgimi çekmezdi Malvinas tabelası.Ama sevgili Çağlar Erözgen okadar güzel anlatmıştı ki dün şehirde dolanırken sağa sola bakınmadım değil.Ama burada çıkıyor karşıma ve bence dikkat çekmeyecek yer burası ne bileyim güzel bir havada sakin bir dönüş yapmış olsakta dikkatimi çekmezdi sanırım.Merak edenler için (http://erozgen.blogspot.com/2013/04/ushuaia-dunyann-sonundaki-sehir.html)



Bu arada havanın bu kadar kötü olmasına ve rüzgarlı olmasına rağmen Bariloche kadar soğuk değildi.Orası başka soğuktu,hatırladıkça üşüyorum J

Yağmur şiddetle yağdığı için eve gidip biraz bloğumla ilgileniyorum.Akşamüstü tekrar yağmurlu bir şehir yürüyüşünden sonra akşamında da enfes bir biftekle gün sona eriyor .

4 Kasım

Bugun hedef Tierra del Fuego yani ateş toprakları milli parkı.Güney Amerika'nın güneyindeki adalar topluluğu.Ferdinand Macellan şuan adını taşıdığı Macellan'dan geçerken karada yerlilerin sönmesin diye sürekli yaktıkları  ateşi görünce,ateşin topraktan çıktığını düşünüp buranın ismini ateş toprakları ismini vermiş.
Bütün gece yağmur yağdı sabah dışarı çıkınca anlıyorum ki sadece yağmur değil karda yağmış J 150 pesoya gidiş dönüş otobüs biletimi  alıyorum.Aslında 08:30 dakine binmek üzere çıkıyorum evden ama haftasonu olduğu  için en erken 09.40 da varmış.1 saati öyle sahilde dolanarak geçirdikten sonra parka yolculuk başlıyor.Parkın girişinde 130 pesoya bilet alıp yola devam ediyoruz.Arada öndeki iki turiste bir şeyler anlatıyor hatta bir yerde tren dediğini duyar gibiyim.Şöför bizi iskele üzerinde yapılmış dünyanın sonundaki postanenin yanında kıyısında indiriyor.Akşamdan adreslerini aldığım birkaç arkadaşıma kart atmak için postaneye gidiyorum ama çok pahalı geldi ve vazgeçtim J Karşı ödemeli atılıyormuydu bilmiyorum İspanyolcam onu sormak için yetersiz ama düşünmem yeter değil mi JBurda aynı zamanda pasaportunuza mühür bastırtabiliyormuşsunuz dünyanın sonu diye ama ben o işi turist ofisinde bedavaya yaptırmıştım çoktan J
Burda 8 km lik bir rota var yürüyüş yaparak ve Roca Gölüne ulaşıyorsunuz. Otobüs bizi orada bekleyeceğini söylüyor, geri dönüş saatleri  15 de ve 17.Birkaç kez şöföre ve başkalarına trene nasıl gideceğimi sorsamda cevabı alamıyorum.Haritadan baktığımda yürüyüş yolumuza ters yönde tren.Ushuaia’da turist ofisine sormuştum onlarda taksiyle gidebileceğimi söylemişti ama az öncede yanından geçtik sanki ? Neyse maalesef anlamayarak yürüyüş yoluna koyuluyorum,otobüse kadar yürüyüp orda tekrar sormak fikrim.Müthiş manzaralar eşliğinde 2.5 saat kadar yürüdükten sonra yürüyüş yolu araba yolunun hemen kıyısına çıkıyor ve haritaya baktığımda yolun 1/3 ü kalmış ama saatte 13:30 .Yola devam edersem trene yetişemeyebilirim çünkü her saat yok diye anımsıyorum, araba yolundan geri dönerseme yürüyerek yine yetişemem.Bir süre orda düşündükten sonra araba yolundan  tren tarafına doğru yürümeye koyuluyorum ama tabi bu haritadan baktığıma göre tahmin,yanlış yöne yürüyorda olabilirim.Arabanın birini durdurayım hemde doğru yönse beni götürürler düşüncesiyle yarım saat kadar şimdi gelen arabaya sorayım derken yürüyorum,çok fazla araba geçiyor ama hayatımda hiç yapmadım ve yok durduramıyorum J korktuğum için değil parkın içi sonuçta turistten başka kim ne yapacak burada ama ne bileyim rahatsız edermiyim düşüncesi sanırım.En sonunda yürümenin gerçekten anlamsız olduğunu iyice kavrayıp parmağımın ucunu kaldırıyorum ve bir araba duruyorJ sadece doğru yön olup olmadığını soruyorum,doğru yönmüş ve istersem onlarla gidebileceğimi söyleyince hemen atlıyorum arabayaJSabah ki şöförün bahsettiği yer trenin sonuymuş binilen yer parka girmeden dahada aşağıda bir yerde.Arabaya bindiklerimde parkın içindeki turist ofisinin çalışanlarıymış vardiya değişiminde çalışanları şehre götürüyor.Sabah bilet aldığımız yerde 20 dk kadar bekledikten sonra beni trenin kapısına kadar bırakıyorlarJ saat 14:55 ve trende 15 de ve 17 de varmış.










Ağaçların belleri mantarımsı bu şeylerle dolu













Bunlar nedir bilen birisi beni aydınlatabilir mi ?

Bugun dünyanın sonundaki tren olarak turizme hizmet veren 8 km lik bu tren yolu 1900'lerin başında mahkumlar tarafından yapılmış ve daha sonra mahkumları ormanda odun kesmeye giderken taşımış.Hiç bu kadar zarif ince bir tren görmemiştim.Müthiş manzaralar üzerinde bir yolculuk..
Trene binerken ki düşüncem sonunda inerim ordanda tekrar otostopla otobüsün olduğu yere giderim hem orayı görürüm hem otobüsle dönerim ama tren sıcacık böyle nasıl gevşedim onun yerine trende dönüşte uyumayı seçiyorum J saat 17 gibi biten tren yolculuğundan sonra tekrar ushuaia yoluna koyuluyorum ama hem soğuk hem yorulmuşum hemde gelen geçen arabaların tozu çok rahatsız edici ama yine otostop çekemiyorum :D 5 dk kadar yürüdükten sonra bir dolmuş duruyor meğer bileti aldığım firmanın başka aracıymış şöför falanda başka nasıl tanıdılar bilmiyorum ve sormuyorum da J Yine arkamdan konuşulmuş olacak JHava zaten buz gibi şehre iner inmez hemen eve gidiyorum.Akşam yine kısa bir yürüyüş ve gün sona eriyor.











5 Kasım 

Burda gidebileceğiniz birde … buzulu var onun içinde … dağına gitmeniz gerkiyor ve tek yolu taksi.Daha önce iki tane buzul gördüğüm için burada ona bütçe ayırmak istemiyorum.
Ushuaia da gideceğim bir yer kalmadı şehride defalarca turladım ama insanı bu şehre bağlayan bir şey var.Bugun de bütün gün şehrin sokaklarında vakit geçiriyorum ve ertesi sabaha Punta Arenas’a  150+350 pesoya bilet alıyorum.Rio Grande aktarmalı.
Son günüm sanki yıllardır burada yaşıyormuşumda ayrılacakmışım gibi duygularla geçti,ve antartika tabelası önünde bir gün oraya giderken tekrar ushuaia ya uğrayacağımın hayalleriyleJ












06 kasım

Sabah 5 deki otobüsüm için 4 de kalkıp hazırlanıp çıkıyorum.otobüse bineceğim yere 1 sokak var zaten.Ve patagonyada hava akşam 21-22 gibi kararıp sabah 4:30 gibi aydınlanıyor.Normalde başka şehre gideceğimde sevinirim yeni bir yer heyecanıyla ama burada ushuaiadan ayrılmak zor geldi.hüzünle veda ettim bu şehre L
Yol yine şili Arjantin arası sınırlarla geçti.



3 yorum:

  1. Sevgi Hanım, hergün bakıyordum hayalim olan Ushuaia'yı ne zaman ekleyeceksin diye. Güzel geçmesine çok sevindim. İnternet bulduğunuz yerde yazıları daha hızlı ekleyebilirseniz benim gibi takipçilerinizi merakta bırakmazsınız.

    YanıtlaSil
  2. Harika yazı olmuş, ayrıca fotoğraflar da müthiş:) Ellerine sağlık. Benden alıntı yaptığın için de teşekkürler.
    Ushuaia benim de çok sevdiğim bir şehirdi. Sadece 3 gün geçirdiğim ama tuhaf bir şekilde özlediğim bir şehir oldu...

    YanıtlaSil