01 Kasım
Rio Gallegos aktarmalı yol 23 saat sürdü.Nihayet Ushuaia’ya gidiyorum
bunun mutluluğunun yanında yol her saniye Patagonya’yı hissettiriyor.Sanki aynı
yerde duruyormuşsunuz gibi kilometrelerce boş arazide gidiyorsunuz bazen
kilometrelerce tek bir canlılık belirtisi yok.Calafate öncesinde yol boyunca
araziler karınca gibi sığırken Calafate’den güneye indikçe yerini koyuna
bırakıyor.Ara ara lamalara. Yalnız şunu anlamadım, yolda gördüğüm sığır yada
zaman zaman atlar belli aralıklarla grup halindeydi.Fakat Calafate’den sonra
uçsuz bucaksız boş arazinin yanında bazen kilometrelerce koyun sürüsü var ve
aralarında tek bir çit sınır vb hiçbirşey yok.Bunların sahibinin tek kişi
olması imkansız gibi geliyor bana ama farklı kişilerse neye göre ayırıyorlar
acaba? Bu arada ben koyun olsam kesinlikle Patagonya’da yaşamak
isterdim,sırtlarında yün (hatta kafaları boyunları ve bacakları da bonus gibi
bizim koyunlara benzemiyor), uçsuz bucaksız arazi ve ot,özgürlüklerini
sınırlayan ne bir şehir nede meyve agaçları var,ve araziler küçük büyük
göllerle dolu.Hayat onlara güzel taaaki aşağıdaki hale dönüşene kadar J
Ushuaia’ya giderken arada Şili’ye gidip çıkıyorsunuz mecburen.Şili’ye giriş
normalde biraz sıkıntılı yani kurallara göre hiçbir yiyecek,içeçek….. sokamazsınız.Ama
benim çantamda meyve ekmek vs vardı hiçbirşey demediler.Ya otobüste olduğumuz
için Şili’den sadece geçeceğimiz için
yada bu kuralı çokta önemsemiyorlar bilmiyorum.
Akşam 20 civarı Ushuaia’ya varıyoruz.Yağmur ciseliyor.Aslında buradan daha
önce CS ayarlamıştım ama daha sonra tarihler değişti internete giremedim vs
derken iletişim kuramadım sonra ve mecbur hostel adresi aldım.Otobüsten
indiğimiz yer şehir merkezi gibi ama terminalde değil etrafta soracak yerde
olmayınca muavine adres soruyorum tabi doğal olarak bilmiyor, o sırada otobüs
firmasının Ushuaia ofisinde çalışan kişi gelince tarif edebileceğini söylüyor,nereli olduğumu öğrendikten sonra
ikinci sorusu Türk yemeği yapıp yapamadığım.Kendisi Cape town??? Luymuş daha önce İstanbul’dan biri ona yemek yapmış
çok beğenmiş vs ertesi akşam ona yemek yapmak üzere anlaşıyoruz.Şehrin içine
doğru 2 sokak yürüdükten sonra sağ tarafa doğru hosteli tarif ediyor onun evi
öbür taraftaymış.Tam ayrılmak üzereyken daha ucuz hostel bilip bilmediğini
sorunca madem ucuz arıyorsun neden CS
kullanmıyorsun diyor.Bende durumu anlatıyorum,oda CS kullanıcısıymış istersem
bu akşam onda kalabileceğimi söyleyince tabiî ki kabul ediyorum.Ertesi gün
yaptığım dolma sayesinde olacak bir akşam yerine 5 akşam kalıyorum J
Günler sonra güzel bir internet bulunca biraz bloğumu güncelliyorum ve gün
bitiyor.
02 Kasım
Biraz uyuyayım diye saati falan kurmuyorum
ama Ushuaia merakımdan sabahın köründe uyanıyorum gene.
Ushuaia burada eski yaşayan Yamana’ların dilinde ‘doğuya bakan koy’
anlamına geliyormuş.Ushuaia’da ilk 1902 yılında Presidio isimli bina yapılmaya
başlanmış ve 1920 yılında binanın yapımı bittikten sonra cazaevi olarak
kullanılmaya başlanmış.Burası dünyadaki tek açık cezaeviymiş ulaşım ve doğa
şartlarından dolayı kaçacak yer yok hatta Sibirya’dan kaçan ……bile buradan
kaçamamış.Özellikle politik ve şiddetten dolayı ceza alanlar buraya
gönderiliyormuş.Daha sonraları Ushuaia’ya Şili’de göz dikince Arjantin halkın
buraya yerleşmesini desteklemiş ve şuan dünyanın sonundaki şehir ismiyle müthiş
turizm yapıyorlar.Sanırım benimde gitmeyi ençok isteme sebeplerimden biri de
bu. Hani dünyanın sonu ya bir direkte olsa görmek istiyor insan J
Onun dışında bu şehri önemli kılan çok sebep var.
Antartika’ya giden birçok gemi buradan kalkıyor yada uğruyor,sadece 1000 km
uzaklıkta Antartika.Şimdilik sadece tabelasına bakabiliyorum.
Atlantik ve Pasifik okyanuslarını birbirini bağlayan Bangle kanalı
kıyısında,Ateş topraklarının başkenti olması da ayrı bir güzellik.
Ushuaia şehir olarakta çok güzel,burada olmak ayrı bir mutluluk veriyor
insana.
İki ana caddesi var şehrin en önemlisi de San Martin ve kaldığım ev San
Martin üzerindeJ San Martin
üzerinde biraz dolandıktan sonra
Presidio binasına gidiyorum,günümüzde müze olarak hala açık.
Hapishane binası 4 bölümden oluşuyor ve her bölümün birleştiği
noktadan(şuan kafaterya) bütün koğuşlar rahatlıkla görülebiliyor.
Binanın bir bölümü denizcilik müzesi olarak açık,Bangle’nin gemisi başta
olmak üzere buranın tarihinde yatan birçok geminin resimleri ve bilgileri var.
Bir bölümü eski hapisanede yatan kişiler hakkında bilgi veriyor.Bazı
koğuşlarda heykellerle,bazı koğuşlarda
yazı ve resimlerle.
Bir bölümü ise olduğu gibi bırakılmış,bu buz gibi koridora girince
ürperiyor insan.Koridorlarda ikişer tane soba var ve geceleri
koğuşların kapıları kapatılır ve koğuşlar buz gibi olduğu için mahkumlar
çalışırken ısındıkları için gündüzleri
ormanda çalışmaya gitmekten hoşlanırmış.
Bir bölümü ise hediyelik eşya mağazası haline dönüştürülmüş.Burada hediyelik
eşyaların yanında mahkumların giydiği kıyafetlerin tarzındaki picamalar ve
dünyanın sonu şehri baskılarıyla farklı farklı birçok kıyafet var.Ve salonun
sonunda bir kısımda da penguenlere özel bir bölüm oluşturulmuş,burada yarım
saat kadar oturup penguenlerle ilgili müthiş kısa filmi izledikten sonra
binadan ayrılıyorum.Şimdiye kadar gördüğüm gerçekten müze olduğunu hissettirip
geçmişe sürükleyen bir bina burası.Giriş ücreti de 130 peso.
Müzeden çıktıktan sonra şehir daha bir hareketlenmiş.Bangle kıyısına
iniyorum,akşam konser varmış sahilde onun hazırlıkları var.
Sahilde Bangle kanalı turları hakkında firmalardan bilgi alıp markete
gidiyorum.Akşama yine dolma varJ.Dolmayı
pişirilmeye hazır hale getirdikten sonra konser için tekrar dışarı çıkıyorum ama
hava bozmuş ve hafiften yağmur yağıyor konser
alanında ve kanal kıyısında 2 saat kadar dolandıktan sonra eve dönüyorum
ve gün dolmayla sona eriyor.
Bir hediyelik eşya mağazasının bahçesi
3 Kasım
Sabah ne kadar kıyafetim varsa üst üste giyip Bangle turu için sahile
iniyorum.Bariloche’de tekne turundaki soğuğu unutmam mümkün değil JYağmurda
hafiften çiseliyor.1 haftalık hava durumuna baktım hergün yağmurlu gösterdiği
için gezeceğim yerler arasında hava durumuna göre sıralama yapmadım.
Bangle kanalı için bir çok tur acentası ve 5-6 farklı tur seçeneğiniz
var.Ben aşağıdaki 3 tur arasında kaldım başta.
Los Pajaros,Los Lobos,Faro les Eclaireurs adalarını yakından görüp Island Bridges adasınya yürüyüş yapabilirsiniz 350 peso 2.5 saat,
Los Pajaros,Los Lobos,Faro les Eclaireurs adalarını ve penguen adasını karşıdan görebilirsiniz 500 peso 4,5 saat-penguen adası biraz uzakta
Los Pajaros,Los Lobos,Faro les Eclaireurs adalarını yakından görüp Island Bridges adasınya yürüyüş yapabilirsiniz 350 peso 2.5 saat,
Los Pajaros,Los Lobos,Faro les Eclaireurs adalarını ve penguen adasını karşıdan görebilirsiniz 500 peso 4,5 saat-penguen adası biraz uzakta
Yada kıyıdan Haberton’da birkaç doğal parkı ve müzeyi gezerek Penguen
adasına gidip 1 saat yürüyüş yapabilirsiniz 660 peso 6 saat.
3.Turu düşünmemdeki tek sebep penguenler,ama tur oldukça pahalı bende zaten
Punta Arenasta penguen adasına gideceğim için bundan vazgeçtim ve daha ucuz
olsun uzaktanda görmeyeyim diyerek 2.turdanda vazgeçtim.
Sabah 09:30 da Bangle kanalına açıldı teknemiz.Hava git gide dahada
bozuyor.Bir tarafında şili bir tarafında Arjantin dağları ve iki oynanusun
arasında küçük büyük adacıklar arasında yol almak mükemmeldi.İlk
olarak yürüyüş yapacağımız adada indik 20 dk kadar yürüdük ama böyle bir rüzgar yok,resmen zor
yürüyoruz ara ara adımlarımı rüzgar yönlendirmedi değil.Bu küçük adada biraz
etrafı izledikten sonra tekrar tekneye dönüyoruz,teknede Buenos Airesten’den
gelen yaşlı bir grupta var ve acayip eğlencelilerdiJDaha sonra
deniz arslanlarının ve fokların yaşadığı adaya yaklaşıyor teknemiz ve yakındana izliyoruz
onları.Daha sonra yine binlerce kuşun yaşadığı adaya uğruyoruz ve sonunda da dünyanın en güneyindeki fenerin olduğu adaya.
Hava artık iyice bozuyor müthiş dalaga var ve yağmur ara ara oldukça fazla
yağıyor,dönüş yolumuz başladı ama dalgalar öylesine fazlaki yolculuk korku
filmlerini aratmıyor.Luna parkta bindiğimiz gondolun enaz 3 katı diyebilirim.Bu
dalgalar başta oldukça hoşumuza gitti şarkılar türküler teknenin burnu suya
batıp çıktıkça bağrışma sesleri ama sonrasıda kusanlar hatta bayılan bile oldu
maalesef. Dalgalar benimde çok hoşuma gitsede içten içe ya şimdi batarsak
üzerine kötü hayallerle sonunda Ushuaia’ya indik.Sanırım ömrüm boyunca
unutamayacağım 1 saatti dönüş yolu.Tekneden inince hemen bir tabela görüp
fotoğrafını çekiyorum normalde bu durumda asla ilgimi çekmezdi Malvinas
tabelası.Ama sevgili Çağlar Erözgen okadar güzel anlatmıştı ki dün şehirde
dolanırken sağa sola bakınmadım değil.Ama burada çıkıyor karşıma ve bence
dikkat çekmeyecek yer burası ne bileyim güzel bir havada sakin bir dönüş yapmış
olsakta dikkatimi çekmezdi sanırım.Merak edenler için (http://erozgen.blogspot.com/2013/04/ushuaia-dunyann-sonundaki-sehir.html)
Bu arada havanın bu kadar kötü olmasına ve rüzgarlı olmasına rağmen Bariloche kadar soğuk değildi.Orası başka soğuktu,hatırladıkça üşüyorum J
Bu arada havanın bu kadar kötü olmasına ve rüzgarlı olmasına rağmen Bariloche kadar soğuk değildi.Orası başka soğuktu,hatırladıkça üşüyorum J
Yağmur şiddetle yağdığı için eve gidip biraz bloğumla ilgileniyorum.Akşamüstü
tekrar yağmurlu bir şehir yürüyüşünden sonra akşamında da enfes bir biftekle
gün sona eriyor .
4 Kasım
Bugun hedef Tierra del Fuego yani ateş toprakları milli parkı.Güney Amerika'nın güneyindeki adalar topluluğu.Ferdinand Macellan şuan adını taşıdığı Macellan'dan geçerken karada yerlilerin sönmesin diye sürekli yaktıkları ateşi görünce,ateşin topraktan çıktığını düşünüp buranın ismini ateş toprakları ismini vermiş.
Bütün gece yağmur yağdı sabah dışarı çıkınca anlıyorum ki sadece yağmur değil karda yağmış J 150 pesoya gidiş dönüş otobüs biletimi alıyorum.Aslında 08:30 dakine binmek üzere çıkıyorum evden ama haftasonu olduğu için en erken 09.40 da varmış.1 saati öyle sahilde dolanarak geçirdikten sonra parka yolculuk başlıyor.Parkın girişinde 130 pesoya bilet alıp yola devam ediyoruz.Arada öndeki iki turiste bir şeyler anlatıyor hatta bir yerde tren dediğini duyar gibiyim.Şöför bizi iskele üzerinde yapılmış dünyanın sonundaki postanenin yanında kıyısında indiriyor.Akşamdan adreslerini aldığım birkaç arkadaşıma kart atmak için postaneye gidiyorum ama çok pahalı geldi ve vazgeçtim J Karşı ödemeli atılıyormuydu bilmiyorum İspanyolcam onu sormak için yetersiz ama düşünmem yeter değil mi JBurda aynı zamanda pasaportunuza mühür bastırtabiliyormuşsunuz dünyanın sonu diye ama ben o işi turist ofisinde bedavaya yaptırmıştım çoktan J
Bütün gece yağmur yağdı sabah dışarı çıkınca anlıyorum ki sadece yağmur değil karda yağmış J 150 pesoya gidiş dönüş otobüs biletimi alıyorum.Aslında 08:30 dakine binmek üzere çıkıyorum evden ama haftasonu olduğu için en erken 09.40 da varmış.1 saati öyle sahilde dolanarak geçirdikten sonra parka yolculuk başlıyor.Parkın girişinde 130 pesoya bilet alıp yola devam ediyoruz.Arada öndeki iki turiste bir şeyler anlatıyor hatta bir yerde tren dediğini duyar gibiyim.Şöför bizi iskele üzerinde yapılmış dünyanın sonundaki postanenin yanında kıyısında indiriyor.Akşamdan adreslerini aldığım birkaç arkadaşıma kart atmak için postaneye gidiyorum ama çok pahalı geldi ve vazgeçtim J Karşı ödemeli atılıyormuydu bilmiyorum İspanyolcam onu sormak için yetersiz ama düşünmem yeter değil mi JBurda aynı zamanda pasaportunuza mühür bastırtabiliyormuşsunuz dünyanın sonu diye ama ben o işi turist ofisinde bedavaya yaptırmıştım çoktan J
Burda 8 km lik bir rota var yürüyüş
yaparak ve Roca Gölüne ulaşıyorsunuz. Otobüs bizi orada bekleyeceğini söylüyor, geri
dönüş saatleri 15 de ve 17.Birkaç kez
şöföre ve başkalarına trene nasıl gideceğimi sorsamda cevabı alamıyorum.Haritadan
baktığımda yürüyüş yolumuza ters yönde tren.Ushuaia’da turist ofisine sormuştum
onlarda taksiyle gidebileceğimi söylemişti ama az öncede yanından geçtik sanki
? Neyse maalesef anlamayarak yürüyüş yoluna koyuluyorum,otobüse kadar yürüyüp
orda tekrar sormak fikrim.Müthiş manzaralar eşliğinde 2.5 saat kadar yürüdükten sonra yürüyüş
yolu araba yolunun hemen kıyısına çıkıyor ve haritaya baktığımda yolun
1/3 ü kalmış ama saatte 13:30 .Yola devam edersem trene yetişemeyebilirim çünkü
her saat yok diye anımsıyorum, araba yolundan geri dönerseme yürüyerek yine
yetişemem.Bir süre orda düşündükten sonra araba yolundan tren tarafına doğru yürümeye koyuluyorum ama
tabi bu haritadan baktığıma göre tahmin,yanlış yöne yürüyorda
olabilirim.Arabanın birini durdurayım hemde doğru yönse beni götürürler
düşüncesiyle yarım saat kadar şimdi gelen arabaya sorayım derken yürüyorum,çok
fazla araba geçiyor ama hayatımda hiç yapmadım ve yok durduramıyorum J korktuğum için
değil parkın içi sonuçta turistten başka kim ne yapacak burada ama ne bileyim
rahatsız edermiyim düşüncesi sanırım.En sonunda yürümenin gerçekten anlamsız
olduğunu iyice kavrayıp parmağımın ucunu kaldırıyorum ve bir araba duruyorJ sadece doğru
yön olup olmadığını soruyorum,doğru yönmüş ve istersem onlarla gidebileceğimi
söyleyince hemen atlıyorum arabayaJSabah ki
şöförün bahsettiği yer trenin sonuymuş binilen yer parka girmeden dahada
aşağıda bir yerde.Arabaya bindiklerimde parkın içindeki turist ofisinin
çalışanlarıymış vardiya değişiminde çalışanları şehre götürüyor.Sabah bilet
aldığımız yerde 20 dk kadar bekledikten sonra beni trenin kapısına kadar
bırakıyorlarJ saat 14:55 ve
trende 15 de ve 17 de varmış.
Ağaçların belleri mantarımsı bu şeylerle dolu
Bunlar nedir bilen birisi beni aydınlatabilir mi ?
Bugun dünyanın sonundaki tren olarak turizme hizmet veren 8 km lik bu tren yolu 1900'lerin başında mahkumlar tarafından yapılmış ve daha sonra mahkumları ormanda odun
kesmeye giderken taşımış.Hiç bu kadar zarif ince bir tren görmemiştim.Müthiş manzaralar üzerinde bir yolculuk..
Trene binerken ki düşüncem sonunda inerim ordanda tekrar otostopla otobüsün
olduğu yere giderim hem orayı görürüm hem otobüsle dönerim ama tren sıcacık
böyle nasıl gevşedim onun yerine trende dönüşte uyumayı seçiyorum J saat 17 gibi
biten tren yolculuğundan sonra tekrar ushuaia yoluna koyuluyorum ama hem soğuk
hem yorulmuşum hemde gelen geçen arabaların tozu çok rahatsız edici ama yine
otostop çekemiyorum :D 5 dk kadar yürüdükten sonra bir dolmuş duruyor meğer
bileti aldığım firmanın başka aracıymış şöför falanda başka nasıl tanıdılar
bilmiyorum ve sormuyorum da J Yine arkamdan
konuşulmuş olacak JHava zaten buz
gibi şehre iner inmez hemen eve gidiyorum.Akşam yine kısa bir yürüyüş ve gün
sona eriyor.
5 Kasım
Burda gidebileceğiniz birde … buzulu var onun içinde … dağına gitmeniz
gerkiyor ve tek yolu taksi.Daha önce iki tane buzul gördüğüm için burada ona
bütçe ayırmak istemiyorum.
Ushuaia da gideceğim bir yer kalmadı şehride defalarca turladım ama insanı
bu şehre bağlayan bir şey var.Bugun de bütün gün şehrin sokaklarında vakit
geçiriyorum ve ertesi sabaha Punta Arenas’a
150+350 pesoya bilet alıyorum.Rio Grande aktarmalı.
Son günüm sanki yıllardır burada yaşıyormuşumda ayrılacakmışım gibi
duygularla geçti,ve antartika tabelası önünde bir gün oraya giderken tekrar
ushuaia ya uğrayacağımın hayalleriyleJ
06 kasım
Sabah 5 deki otobüsüm için 4 de kalkıp hazırlanıp çıkıyorum.otobüse bineceğim yere 1 sokak var zaten.Ve patagonyada hava akşam 21-22 gibi kararıp sabah 4:30 gibi aydınlanıyor.Normalde başka şehre gideceğimde sevinirim yeni bir yer heyecanıyla ama burada ushuaiadan ayrılmak zor geldi.hüzünle veda ettim bu şehre L
Yol yine şili Arjantin arası sınırlarla geçti.
ah...az kaldı... =)
YanıtlaSilSevgi Hanım, hergün bakıyordum hayalim olan Ushuaia'yı ne zaman ekleyeceksin diye. Güzel geçmesine çok sevindim. İnternet bulduğunuz yerde yazıları daha hızlı ekleyebilirseniz benim gibi takipçilerinizi merakta bırakmazsınız.
YanıtlaSilHarika yazı olmuş, ayrıca fotoğraflar da müthiş:) Ellerine sağlık. Benden alıntı yaptığın için de teşekkürler.
YanıtlaSilUshuaia benim de çok sevdiğim bir şehirdi. Sadece 3 gün geçirdiğim ama tuhaf bir şekilde özlediğim bir şehir oldu...